Şöyle bir baktım da aylar olmuş buraya yazamayalı. Askerlik vesilesiyle yazamadım aylardır. Sonra döndük askerden, haliyle yeniden bir şeyler yazmak biraz zor oldu. Bünyede üşengeçlik olması da bunda etken tabi.
Bir döndük Serhat neler olmuş. Sinema dünyası çalkalanmış. Tartışmalardan uzak kaldığımız yerde de bir nebze "Nefes"e yaklaşmışız. Sonrasında da bir baktık oscar ödülleri gelmiş çatmış ki ne görelim "the hurt locker" almış (oscar) amcayı. bir "crash" hadisesi daha yaşamışız benim kanımca.
"İyiliksever Amerikan askeri"
Amerika semalarında neler olursa oscar'a da o yansıdı yine, son senelerde olduğu gibi. İyi güzel filmdir bazılarımız için belki "the hurt locker" ama gerek ödülü alması gerekse peşi sıra yönetmen ablamızın yaptığı "ulusa sesleniş" konuşması fazlaca miğde bulandırdı. gerçi oscar amca çok da umrumda değil ama gene de insan az da olsa "yapmayın be çocuğum" demek istiyor.
Kimimiz de bu filmle "Nefes"i karşılaştırma gafletinde bulunup "Nefes'de de rerere rörörö" gibisinden yakınmalarda bulunmuş "the hurt locker"ın ödülü almasıyla gelen eleştiriler sonrası. Şimdilik bu konudaki cevap hakkımı saklı tutarak "Nefes"den bir M-16 gölgesiyle veda etmek istiyorum sizlere. Jeremy'nin elindekine ne kadar da çok benziyor. Herşeyi de onlardan kopya ediyoruz. Cık cık cık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder