High Fidelity etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
High Fidelity etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mart 2009 Çarşamba

Soundtrack dediğin: "High Fidelity"

Soundtrack denildiğinde "filmler için yapılan müzikler", "film müzikleri", "bir filmde kullanmış olan müzikler" gibisinden tanımlamalar tam olarak doğru olamamakta. Soundtrack dediğimiz şey adı üstünde "sound track"'dır. Bir film içerisinde kullanılan ses efektleri dahil olmak üzere, neredeyse diyalog haricindeki bütün ses kayıtlarıdır. Yeri gelir Tarantino gibi, yönetmenin kendi seçkisinden ve daha önceki yıllarda yapılmış şarkılardan oluşan "playlist" tadında seçkiler kullanılırken, yeri gelir "Philip Glass" gibi bir dahiyane müzisyenin ellerinde şekillenir. Eğer filmin kendisi zaten soundtrack değilse tabi...

High Fidelity, dönen bir plak üzerinde yazıların geçişi ve fonda da "13th Floor Elevators"'dan "You're Gonna Miss Me" ile açılır. Böyle bir film için en güzel açılışı yapmıştır bence "Stephen Frears". Yanda resmini gördüğümüz "Rob" ve onun plak dükkanı "Championship Vinyl"'de çalışan iki müzikal manyak, "Dick" ve "Barry"'nin muhabbetleri soundtrackden çok daha fazlasıdır tabii ki. Film süresinde yaklaşık 60-70 farklı şarkının bahsi geçer. Ancak soundtrack aşağıda isimleri geçen 15 şarkıdan ibarettir. Bu bile fazlasıyla tatmin edicidir kanımca.




1. "You're Gonna Miss Me" - 13th Floor Elevators
2. "Ev'rybody's Gonna Be Happy" - The Kinks
3. "I'm Wrong About Everything" - John Wesley Harding
4. "Oh! Sweet Nuthin'" - The Velvet Underground
5. "Always See Your Face" - Love
6. "Most of the Time" - Bob Dylan
7. "Fallen for You" - Sheila Nicholls
8. "Dry the Rain" - The Beta Band
9. "Shipbuilding" - Elvis Costello & The Attractions
10. "Cold Blooded Old Times" - (Smog)
11. "Let's Get It On" - Barry Jive & The Uptown Five
12. "Lo Boob Oscillator" - Stereolab
13. "Inside Game" - Royal Trux
14. "Who Loves the Sun" - The Velvet Underground
15. "I Believe (When I Fall In Love It Will Be Forever)" - Stevie Wonder

Stevie Wonder'ın "I Just Called To Say l Love You" şarkısıyla ilgili, bir müşteri ve Barry arasında şöyle de bir diyalog geçer.

Müşteri: Kızım yaş günü için bir plak istiyor.''I Just Called To Say l Love You.'' Sizde var mı?
Barry: - Var.
Müşteri:- Harika. Alabilir miyim?
Barry:Hayır. Hayır, alamazsınız.
Müşteri:- Neden?
Barry: - Çünkü duygusal ve zevksiz. O plağı asla satmayız. Alışveriş merkezine git.
Müşteri: Senin sorunun ne?
Barry:Kızını tanıdığını mı sanıyorsun? O şarkıyı seviyor olamaz. Yoksa kızın komada mı?

Soundtrack bir şarkı hariç olmak üzere, daha önceden yayınlanmış şarkılardan oluşmakta. O kalan tek şarkı da, filmin finali için de oldukça etkileyici olmakla birlikte, "Jack Black"'in efsanevi "Let's Get It On" yorumudur. Sonrasında da "Rob", "Laura" için bir karışık kaset doldurmak üzere kayıt masasının başına geçer...

7 Mart 2009 Cumartesi

High Fidelity'e Saygı Duruşu


Şahsi görüşlerden yola çıkarak bir "High Fidelity" saygı duruşu gerçekleştirmemiz gerekiyorsa bunu aşağıdaki maddeler sebebiyle yapabiliriz:

*Top 5 sıralamalarıyla müthiş bir "erkek beyni" formülazasyonu yaptığı için.(Evet, çünkü birden fazla şeyi önem sırasına göre dizmek veya standardizasyon ve dahi bu gibi sınıflandırmalar "erkek beyni"ne yaraşır.Bayanlar bunu yapmaktansa ölmeyi tercih ederler çünkü onlara göre her şey ayrı bir öneme sahiptir ve sınıflandırmalar çok çeşitli açılardan yapılmalıdır.)

*"Ne yapacağını bilememe durumlarında gerçekten ne yapacağını bilemez olduğunu belli edecek -Ian'ın plaklarını neye göre dizmeye çalıştığını hatırlayalım- davranışlarda bulunan erkeğe nasıl davranacağını bilen kadın formülü"nü şıp diye karşımıza çıkardığı için.(Kuşkusuz ki bu kadın tiplemesi her erkeğe uyumlu değil ama çoğuna uyar kanısındayım.)

*Kaset doldurmak üzerine verdiği tüyolar için.

*Kız tavlamak üzerine verdiği tüyolar için.(Sonu başarısız da olsa "tavlamak" "tavlamak"tır.)

*Hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya merhaba demenin -fantazilerden sıkılan adam otuzunu aşmış ve artık pes etmiştir- bünyelere verdiği o garip rahatlama hissini ve aynı derecede garip huzursuzluğu hissettirdiği için.

*Müthiş iş arkadaşlarının(!) işleri nasıl da kolaylaştırdığını gösterdiği için.

*"Kötü anne" formülündeki başarı için.

*"Kötü evlat" formülündeki başarı için.

*"Aşktan ırak ilişki" kavramını ve dahi "aşk" kavramını da - o kadar olmasa da- gözümüze soktuğu için.

1 Şubat 2009 Pazar

The 3. Conversation (High Fidelity)

".... You have potential. I'm here to bring it out."


"Potential as what?"
"As a human being. You have all the basic ingredients. You're really very likeable, when you put your mind to it. You make people laugh, when you can be bothered, and you're kind, and when you decide you like someone then that person feels as though she's the centre of the world, and that's a very sexy feeling. It's just that most of the time you can't be bothered."
"No," is all I can think of to say.
"You just . . . you just don't do anything. You get lost in your head, and you sit around thinking instead of getting on with something, and most of the time you think rubbish. You always seem to miss what's really happenning."
"This is the scond Simply Red song on this tape. One's unforgivable. Two's a war crime. Can I fast forward?" I fast forward without waiting a reply. I stop on some terrible post-Motown Diana Ross thing, and I groan. Laura ploughs on regardless.

"Do you know that expression, 'Time on his hand and himself on his mind'? That's you."

"So what should I be doing?"

"I don't know. Something. Working. Seeing people. Running a scout troop, or running a club even. Something more than waiting for life to change and keeping your options open. You'd keep your options open for the rest of your life if you could. You'll be lying on your deathbed, dying of some smoking-related disease, and you'll be thinking, well, at least I've kept my options open. At least I never ended up doing something I couldn't back out of. And all the time you're keeping your options open, and you're closing them off. ...... .

See how you're denying yourself things?"

I know we nearly got somewhere; I know that if I had any guts I would tell her that she was right, and wise, and that I needed and loved her, and I would have asked her to marry me or something. It's just that, you know, I want to keep my options open.,